...HAKKIMIZDA

Prof. Dr. BEKİR TATLI (AHBV Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi)

1973 yılında Üsküdar’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketi Kastamonu’da tamamladı. 1991’de Kastamonu İmam Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, aynı yıl Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’ni kazandı. Mezuniyetin ardından 1996 tarihinde Kocaeli Gebze İmam Hatip Lisesi’ne meslek dersleri öğretmeni olarak atandı. 1999 yılında Çukurova Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Temel İslâm Bilimleri Hadis Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisansını (2000); Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı (2005). Aynı yıl vatanî görevini ifa etti. 2009’da Yardımcı Doçent, 2011’de Doçent, 2017’de Profesör unvanı aldı. 2018'de eski adıyla Gazi Üniversitesi yeni ismiyle Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi (AHBVÜ) İlâhiyat Fakültesi’nde göreve başladı. 2019 yılında Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ) İlahiyat Fakültesi'ne geçici görevle gitti. Halen her iki üniversitedeki öğretim üyeliği görevine devam etmekte olup, evli ve iki çocuk babasıdır.

Eserleri

  1. Âyet ve Hadislerde İsrâ ve Mi’rac Olayı, Çukurova Üniversitesi Basımevi, Adana 2008.
  2. Mimari Hadisleri, Türk İslâm Mimarisini Taçlandıran Peygamber Sözleri, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2012, 2023.
  3. Eğitim ve Öğretimde Altın Kurallar, (Şeyh Şâbân-ı Velî’nin Halifelerinden Sûfî Mehmed Paşa Dârülhadisi Müderrisi Kastamonulu Muharrem Efendi: Terğîbü’l-müteallimîn), Ekrem Matbaası, Adana 2013.
  4. Cibril Hadisi ve İslâm Düşüncesine Yansımaları, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2015, 2023.
  5. Akademik Hadis Araştırmaları- I, Emin Yayınları, Bursa 2016.
  6. Akademik Hadis Araştırmaları- II, Emin Yayınları, Bursa 2016.
  7. Hadislerin Mana ile Rivayetini Tespit İmkânı, Emin Yayınları, Bursa 2017.
  8. Mehmet Feyzi Efendi’de Sünnet ve Millî Birlik Anlayışı, Altınordu Yayınları, Ankara 2018.

"Besmele, yaptığımız işe başlarken Yüce Allah’ı hatırlamak, işimizde O’na teslim olmak, yardımını talep etmek ve verdiği nimetlere teşekkür etmektir. Besmele İslâm’ın en önemli sembollerinden biridir ve son derece uzun ve köklü bir tarihe sahiptir. Hz. Peygamber (sav): “Allah’ın adı anılmadan başlanan her iş ebterdir (eksiktir, bereketsizdir).” buyurmaktadır. Bu nedenle bizler de mesela yemeğe başlarken öncelikle besmele çekeriz ve bunca nimetleri bizlere bahşeden Yüce Yaratıcımızı hatırlarız, O bizlere bunları vermeseydi aç kalacağımızı düşünürüz ve böylelikle O’na hamd ve şükür görevimizi azıcık da olsa ifade etmeye çalışırız. Yemeğin başında aklımıza gelmezse ortasında, yine aklımıza gelmezse hatırladığımız zaman besmele çeker ve O’nu hatırladığımızı gösteririz. Mevlit yazarı meşhur Süleyman Çelebi Merhum da Vesîletü’n-Necât isimli şiirinde bu konunun önemine şöyle dikkat çekmiştir: “Allah âdın zikredelim evvelâ; Vacib oldur cümle işte her kula; Allah adın her kim ol evvel ana; Her işi âsân ider Allah ana…” Devamı

Manas RADYO Konuşmaları: Prof. Dr. Bekir TATLI

"İşini İyi Yapma Sanatı: İHSAN"

"Hz. Peygamber’in ramazan ayında bile devleti ve milleti yakından ilgilendiren hayatî ve stratejik meseleleri ihmal edip, kendini tamamen ibadete verdiğini, başka hiçbir şeyle ilgilenmediğini söyleyebilmek mümkün değildir. Nitekim hepimizin bildiği gibi hicretin 2. senesindeki (m. 624) “ölüm-kalım” anlamında çok kritik Bedir savaşı ramazan ayının 17’sinde gerçekleşmiştir. Bu çok dikkat çekicidir. Yine hicretin 8. yılı (m. 630) ramazan ayının 13. gününde ise, Mekke’nin fethi için yola çıkılmış ve başarıyla geri dönülmüştür. Böylece Hz. Peygamber’in hayatındaki en önemli iki sefer (Bedir harbi ve Mekke’nin fethi) ramazan ayında yaşanmıştır. Hatta Hz. Peygamber Mekke’nin fethine giderken yol boyunca oruç tutulmamasını tavsiye etmiş, oruç tutmakta ısrar edenlerin bu hareketini hoş karşılamamıştır. Bu da, ramazan gelmekle, Hz. Peygamber’in devlet ve milleti ilgilendiren önemli işleri ihmal etmediğini; tam tersine aynı ciddiyetle görevleri icraya devam ettiğini göstermektedir..." Devamı

Manas RADYO Konuşmaları: Prof. Dr. Bekir TATLI

"SÜNNET: Nebevî Kılavuz"

"Hz. Peygamber Kur’an’ın, kendi hayatında olduğu gibi sahabenin gündeminde de ilk sırada yer alması gerektiğini düşünmüş ve onların diğer bütün meşguliyetlerden ayrı olarak, Kur’an’ı hayatlarındaki en önemli konuma yerleştirmelerini öğütlemiştir. Hatta ilk dönemlerde Hz. Peygamber’in Kur’an’la karışma tehlikesini bertaraf etmek/ortadan kaldırmak veya başka şeylerin Kur’an’ın önüne geçmesini engellemek için kendi sözlerinin yani hadislerinin yazımını bile yasakladığını görüyoruz. O günlerde, “Benden Kur’an dışında hiçbir şey yazmayın!..” diyerek sahabenin hedefine yalnızca Kur’an’ı koymuştur. Tıpkı Hz. Peygamber’in ve sahabenin yaptığı gibi bizim de görevimiz; hayatımızın merkezine Kur’an’ı koymak ve hangi meslekle uğraşırsak uğraşalım öncelikle Kur’an’ı doğru bir şekilde anlamaya çalışmaktır. Bunun için hiçbir fedakârlıktan da geri durmamak gerekir. Dünyalık pek çok gereksiz eşya veya iş için büyük masraflar yapıp dururken, elimizdeki imkânların çok küçük bir kısmını bile Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeye ve anlamaya ayırmazsak bundan sorumlu oluruz. Üstelik Kur’an’ı öğrenmek için büyük masraflar yapmaya da gerek yoktur..." Devamı

"Eskilerin tabiriyle “numune-i imtisal” yani en güzel örnek olarak bizlere rol-model olan Hz. Muhammed’in dinimiz İslâm’da çok önemli bir konumu vardır. Özellikle Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed’den sık sık övgüyle bahsedildiğini ve ona itaat etmenin gerçekte Allah’a itaat anlamına geldiğini görüyoruz. Dindeki yeri ile ilgili olarak Hz. Peygamber’i (sav) iki yönü itibariyle ele almamız gerekmektedir. Birincisi beşer diğeri ise risâlet yani peygamberlik yönüdür. Yani Hz. Muhammed hem bir insan hem de bir peygamber olarak bizlerin rol-modelidir. Bunun anlamı şudur: Hz. Muhammed’in bir insan olarak yemesi-içmesi, oturup kalkması, giyim-kuşamı gibi işlerinde bizlere örnekliği vardır ki, onun bu yönü çoğu zaman bizleri zorunlu tutmadığı ve serbest bıraktığı yönleridir. Onun bu beşerî yönü, bir insan olarak yaptığı şeyleri içerir. Bu yönü itibariyle bizlerle onun arasında benzer ihtiyaçlar söz konusudur ve onu bu yönüyle de kendimize çok yakın hissederiz. Bir peygamber olarak ise Hz. Muhammed’in 3 önemli görevi vardır. Bunları tebliğ, tebyin ve teşri‘ olarak sıralamamız mümkündür. .." Devamı

"Hz. Peygamber (sav) ramazan geldiği zaman da önceki aylarda yaptığı faaliyetlere ara vermeden devam ederdi. Söz gelimi, günlük ibadetlerin icrası, namazların kıldırılması, gelen ayetlerin vahiy kâtiplerine yazdırılması, insanların bireysel ve toplumsal problemlerine çözümler üretilmesi, insanlar arasında meydana gelen anlaşmazlıkları ve tartışmaları gidermeye çalışması, alışveriş konusunda hak-hukuka ve kul haklarına dikkat çekmesi gibi pek çok konu, Hz. Peygamber’in ramazan ayında da gündemindeydi. Bununla birlikte elbette ramazan ayı geldiğinde Hz. Peygamber’in ibadet temposunda biraz daha artış olduğunu da görüyoruz. Yani ibadetlerin türü ve çeşitliliği konusunda ramazanla diğer aylar arasında bir fark olmasa da, ramazanda Hz. Peygamber’in -tabiri caizse- biraz da gaza bastığını, temposunu daha yükselttiğini söyleyebiliriz. Ramazanda farklı ne vardı? Ramazan dışındaki aylarda ayda birkaç gün ile sınırlı olan oruç ibadeti 30 ramazan devam ederdi. Hz. Âişe’nin de söylediği gibi Hz. Peygamber cömert biriydi, ancak ramazan geldiğinde daha da cömert olurdu, hatta ramazanda esen rüzgârdan bile cömert idi..." Devamı

"Dünyada Ramazan Söyleşileri" kapsamında Hacı Bayram Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrenci ve hocalarıyla Kırgızistan'da ramazanları ve Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'ni konuştuk.

"İslâm dini, gerek İslâm öncesi Arap toplumundaki dinî anlayış gerekse yerleşmiş örf ve âdetlere nispetle kadının sosyal, ekonomik ve hukukî konumunda önemli değişiklikler yapmıştır. Bu anlamda Hz. Ömer’in: “Doğrusu biz Câhiliye devrinde kadınlara önem vermezdik, nihayet Allah İslâm’ın gelişiyle kadınlar hakkında âyetler indirmiş ve birçok haklar tanımıştır.” sözü dikkat çekicidir. Kur’an, Allah’ın bir kulu ve insan olması bakımından kadını erkekle eşit bir varlık olarak kabul eder. Kadınla erkeğin dinî hak ve sorumlulukları aynı düzeydedir: “Erkek olsun kadın olsun, kim inanmış bir insan olarak yararlı işler yaparsa kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız ve böylelerinin ecirlerini de muhakkak surette yapmış olduklarının daha güzeliyle vereceğiz.” (Nahl, 16/97). Hz. Peygamber döneminde kadınlar hem Mescid-i Nebevî’deki hem de açık alanlardaki ibadetlere aktif olarak katılırlardı. Sahâbî kadınların gerek günlük namazlara gerekse cuma ve bayram namazlarına katıldıkları bilinmektedir: “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinden engellemeyin!” ..." Devamı

"Zaman yönetimi ile kastettiğimiz şey, esasen zaman planlaması, yapılacak işlerin bir plan ve program dâhilinde yapılması, işlerin önem sırasına konulmasıdır. Bu önemli bir konudur. Zira erken yaşlardan itibaren zaman planlamasının nasıl yapılması gerektiği öğrenilmediği takdirde, işlerimizde zamana riayetsizlikten kaynaklanan “ciddiyetsizlik, disiplinsizlik, tembellik ve acelecilik” gibi tedavi edilmesi gereken birtakım hastalıklar veya sorunlarla karşılaşmak muhakkaktır. Modern araştırmalarda, zaman algısının sosyal bir olgu olduğu, insanlar arası ilişkileri düzenlediği, bunun çocukluktan başlayarak öğrenilmesi gerektiği; fertlerin ilk on yılda zaman algısına uygun bir şekilde kendini disiplin altına almayı ve kısıtlamayı öğrenmediği takdirde toplumda yetişkin bir insan konumunu elde etmesinin zor olabileceği ifade edilir. Bu problemlerin çözümü sadedinde; hayatta mutlaka işlerimizi önemliden önemsize doğru sıralayarak bir planlama yapmak şarttır. Planlamada “elzem” - “lâzım” - “câiz/mümkün” sıralamasının yapılması; “en gerekli” ve “gerekli” olanların öncelenip, “gereksiz”lerden elden geldiğince uzak durulması önemlidir..." Devamı

Diyanet TV'de yayınlanan Farklı Bakış Programının 137. bölüm konuğu olduk ve "Kulluğun Zirve Noktası İhsan" konusunu konuştuk.
KTMÜ Manas TV'de canlı olarak yayınlanan TEMA Programına konuk olduk ve "Bir Eğitimci Olarak Hz. Peygamber" konusunu konuştuk.
KTMÜ Medya Manas MANEVİ DÜNYAMIZ-3 Programında "Mevlid-i Nebî: Hz. Muhammed'in Dünyayı Teşrifini" konuştuk.
KTMÜ Medya Manas MANEVİ DÜNYAMIZ-4 Programında "Hz. Muhammed'in Çocukluğu ve Gençliği" konusunu ele aldık.